İsveç Sağlık ve Sosyal İşler Bakanı Lena Hallengren tarafından Dünya Sağlık Örgütü’nün 23 Nisan tarihli brifinginde yapılan konuşma

Yayınlanma tarihi: 29 Nisan 2020

Sayın Genel Sekreter,

Ekselansları,

Benim ismim Lena Hallengren. İsveç’in Sağlık ve Sosyal İşlerden Sorumlu Bakanıyım.

Bugün burada, İsveç Halk Sağlığı Kurumu Genel Müdürü Johan Carlson ve Ulusal Sağlık ve Sosyal Yardım Kurulu Genel Müdürü Olivia Wigzell ile birlikteyim. İsveç’in COVID-19 ile mücadeledeki yaklaşımı hakkında sizleri bilgilendirme fırsatı sağladığınız için teşekkür ederiz.

Virüsle mücadelede benimsediğimiz yaklaşıma ilişkin olarak uluslararası düzeyde bir ilgi oluşmuştur. Ancak şunu belirtmek isterim ki, koronavirüs ile başa çıkma konusunda eşi benzeri olmayan bir İsveç yöntemi yoktur. Salgın hastalığın İsveç’teki seyri ve ülkemizdeki koşullar temelinde en iyi olduğunu düşündüğümüz şekilde hareket etmekteyiz.

İşe yarayacağını düşündüğümüz tüm önlemleri alma konusunda son derece pratik ve açık görüşlü bir tutuma sahibiz. Ancak İsveç toplumuna dair bazı temel özelliklerin farkında olmak, yaklaşımımızı anlamayı kolaylaştıracaktır.

Sosyal refah devletimiz, sağlık sistemi de dahil olmak üzere herkesi kapsamaktadır. Kamu kaynaklarıyla finanse edilmektedir ve herkesin erişimine açıktır. Virüsle mücadelede, mevcut ulusal kurumların kapasitesine katkıda bulunmaya ve bu kurumlardan yararlanmaya çalışıyoruz.

İsveç, kamu görevlileri ve vatandaşlar arasında karşılıklı güven geleneğine sahip bir ülkedir. İnsanlar yetkililerin tavsiyelerine büyük ölçüde güvenir ve riayet eder.

İsveç hükümeti, salgının başlangıcından itibaren “devletin tüm birimlerini kapsayan” bir yaklaşımı hayata geçirmiştir. COVID-19’un yayılmasını sınırlamak için hem gönüllü hem de kanunen bağlayıcı bir dizi farklı tedbir getirdik.

Tedbirlerimiz hayat kurtarmayı ve salgını yavaşlatmayı amaçlamaktadır. Doktorlarımızın ve hemşirelerimizin COVID-19’un getirdiği olağanüstü zorluk ile başa çıkabilmelerini sağlamak amacıyla sağlık sistemimizi güçlendirmek için de bir dizi reform gerçekleştirdik.

Sunumumda, koronavirüs karşısındaki yaklaşımımızın beş yönünü vurgulamak istiyorum.

Birinci olarak, genel sorumluluk hükümete ait olmakla birlikte, İsveç’in halk sağlığı konusunda attığı adımlar büyük ölçüde uzman kurumlarımızdan gelen tavsiyelere dayanmaktadır.

Hükümet, henüz bu sürecin başlangıcında, atılacak adımların etkinliği konusunda eldeki bilgi ve kanıtların karar alma süreçlerine rehberlik etmesi gerektiğine karar vermiştir. İlgili devlet kurumlarının yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar ve yetkililer de virüse karşı müdahalemiz kapsamında önemli bir rol oynamaktadır.

İkinci olarak, yaşlılar ve diğer risk gruplarındaki insanları korumak en önemli önceliktir.

Hükümet, virüs karşısında en savunmasız olan insanların yaşadığı bakım evlerine ziyaretleri yasaklamıştır. Ayrıca, 70 yaş üstü kişilere, başkalarıyla fiziksel temastan kaçınmak için katı tavsiyelerde bulunduk. Toplumun diğer tüm kesimlerinin ise yaşlıları ziyaret etmekten kaçınması önerilmiştir.

İsveç, yaşlıları, özellikle de bakım evleri gibi savunmasız ortamlarda kalan kişileri güvende ve koruma altında tutabilme konusunda diğer ülkelerle aynı zorluklarla karşı karşıyadır. En önemli endişelerimizden birisi, huzurevlerindeki insanlar arasında çok sayıda kişinin enfekte olmasıdır.

Üçüncü olarak, sosyal mesafe ve insanların evde kalmaya teşvik edilmesi stratejimizin temel araçlarıdır.

Hükümet, 50’den fazla kişiden oluşan halka açık toplantıları yasaklamıştır. Ayrıca, lise ve yüksek öğrenimde uzaktan ve çevrimiçi eğitim uygulamalarını devreye aldık.

Cömert refah sistemimiz, insanların hasta olduklarında evde kalabilmesini kolaylaştırmaktadır. Bununla birlikte, insanların en ufak semptomları bile gösterdiklerinde işe gitmeyerek evde kalmalarını güçlendirmek için bazı ilave değişiklikler uyguladık. Çalışanlar ve serbest meslek sahipleri, işe gitmedikleri ilk günden itibaren ücretli hastalık izninde sayılmakta olup, bunun geçerli olabilmesi için doktor raporu şartı da kaldırılmıştır.

Yeni mevzuat şimdi hükümete, gerekli görüldüğü takdirde çeşitli halka açık toplantılara ilişkin daha sert yasaklar getirme yetkisi tanımaktadır. Yeni mevzuata göre piyasadaki aktörler, ilaçları ihtiyaçlara göre yeniden pay edip dağıtmaya zorlanabilecektir.

Dördüncüsü, zamana karşı dayanıklı ve kamuoyunun güven duyduğu olan stratejileri hedeflemekteyiz. İsveç’in konuyla ilgili çabaları, yasama organının faaliyetleri, güçlü tavsiyeler ve yönergeler, farkındalık yaratma çalışmaları ve gönüllü tedbirlerin birleşiminden oluşmaktadır.

Önlemlerin zaman içinde uygulanmaya devam etmesi ve halk tarafından kabul edilebilir olması gerekir. Bunun yanı sıra, doğru önlemleri doğru zamanda uygulamaya çalışmaktayız.

Uzaktan eğitim ve evden çalışma, toplumdaki hareketi önemli ölçüde azaltmıştır. An itibarıyla tüm İsveç toplumunun sokağa çıkmaktan tamamen men edilmesi veya kısıtlama önlemlerinin uygulanması gerekli değildir.

Mevcut aşamada değerlendirmemiz, hükümet ve ilgili yetkililer tarafından verilen tavsiyelerin halk tarafından büyük ölçüde uygulandığıdır. Bu durum da bizleri, davranış değişikliğine ulaşma konusunda güçlü yasal önlemlerin yegâne yol olmadığına ikna etmiştir.

Bununla birlikte, durumu yakından takip etmekteyiz ve ihtiyaç durumunda daha katı tedbirler almaya hazırız. Bu da sözümü, işimizin beşinci boyutuna getirmektedir:

(Beşinci olarak,) Sahadaki gelişmelere esneklikle uyum sağlamak.

Müdahalelerimizin etkinliğini sürekli olarak değerlendirmekte ve salgın hastalığa dair tıbbi gelişmelerin COVID-19 ile mücadelemizi yönlendirmesini sağlamaktayız.

Buna dair bir örnek, daha önce bahsettiğim yeni mevzuattır. Bir diğeriyse test kapasitesini artırma kararıdır. Kısa bir süre önce, test sayısının artmasını sağlamak için ulusal bir strateji benimsedik.

Salgının başlangıcından bu yana yoğun bakım kapasitemizi iki katından fazla artırdık ve mevcut yatak sayısını artırmak için kaynakları yeniden tahsis ettik. Şu anda, yüksek baskı altında olmasına rağmen, ülke çapında ihtiyacın yaklaşık olarak yüzde 20’sinden fazla bir yoğun bakım kapasitesine sahibiz.

İsveç’te alınan önlemlerin etkinliği konusunda kesin bir sonuca varmak için henüz çok erken olmakla birlikte, şu ana kadar İsveç’teki bakım ihtiyaçları karşılanmaktadır.

İyi bir genel görünüme sahip olmak ve yoğun bakım yataklarını ihtiyaca göre bölgesel olarak koordine edebilmek amacıyla yoğun bakım kapasitesini günlük olarak izlemekteyiz.

Salgının başlangıcından bu yana COVID-19’un coğrafi yayılımı büyük ölçüde, şimdiye kadarki çoğu vakanın teyit edildiği Stockholm bölgesinde gerçekleşmiştir.

An itibarıyla, sayıları düşük tutmak için herkesin tüm tavsiyelere bağlı kalmaya devam etmesi önem arz etmektedir.

Ülkeler arasında uluslararası iş birliği ve dayanışma ihtiyacını vurgulamak isterim.

İsveç’in Dünya Sağlık Örgütü’ne ve bu örgütün ifa ettiği önemli göreve güçlü desteğini ve takdirini de ifade etmek istiyorum.

Örgütün, sadece belirli bir amaca yönelik olarak kullanılması şartıyla tahsis edilmeyen çekirdek finansmanına en büyük katkıyı sağlayan bağışçılardan biri olarak, sağladığımız mali kaynağın kuruluşların gerektiğinde esnek ve hızlı hareket etmesine olanak sağladığını görmek beni mutlu etmektedir.

Bu salgının tüm ülkeleri ve toplumun her kesimini etkileyen bir trajedi olduğu inkâr edilemez.

Ancak başka bazı etkiler de gözlemleyebilmekteyiz. Farklı sektörlerde geçici olarak işten çıkarılan çalışanlar, sağlık iş gücüne katılmak üzere temel sağlık hizmetleri alanında hızla eğitilmekteler. Şirketler faaliyetlerinde değişiklikler yaparak kişisel koruyucu ekipman üretmeye başladı. Salgın başladığından bu yana, İsveç’teki tıbbi kurslara ve programlara yapılan başvuru sayısında büyük bir artış yaşanmıştır. Bu olumlu gelişme beni son derece memnun etmektedir.

Sözlerimi bitirirken, bu brifingin ana mesajını tekrar etmek isterim.

COVID-19 ile başa çıkma konusunda eşi benzeri olmayan bir İsveç yöntemi yoktur. Diğer ülkelerle aynı hedefleri paylaşmakta, diğer ülkelerle aynı zorluklarla karşılaşmakta ve diğer ülkelerle benzer araçlar kullanmaktayız. Ülkemizin koşulları içinde İsveç için en çok işe yarayacağını düşündüğümüz şeyi yapıyoruz. Ve her zaman gerekirse daha katı önlemler almaya hazırız.

Son olarak, İsveç’in COVID-19 ile mücadelesini sunma fırsatını sağladığı için Dünya Sağlık Örgütü’ne teşekkür etmek isterim.

Teşekkür ederim.

Konuşmanın İngilizce orijinal metni.