İsveç Sosyal Hizmetleri’nin Müslüman çocukları kaçırdığı, hapse attığı ve cinsel olarak istismar ettiği yönünde iddiaları içeren mesnetsiz bir söylenti çeşitli sosyal medya platformları üzerinden hem İsveç’te hem de yurt dışında güçlü bir biçimde yayılmaktadır. Bu söylenti elbette ciddi ölçüde yanıltıcı olup yalnızca gerilim yaratmayı ve güvensizlik yaymayı amaçlamaktadır.
İsveç Sosyal Hizmetleri, çocukların ve gençlerin güvenli koşullarda büyümelerini sağlamak için çalışır. Bu son derecede önemli ve zor bir görevdir.
Çocuklar ve gençler olumsuz gelişim riski altındaysa, toplumun bu kişilerin ihtiyaç duydukları koruma ve desteği almalarını sağlama sorumluluğu vardır.
İsveç Sosyal Hizmetleri, çocukların ihtiyaçları konusunda özel eğitime sahip ve görevi tüm çocukların güvenli bir şekilde büyümesini sağlamak olan sosyal hizmet uzmanları istihdam etmektedir. Uygulamada bu tanım, ebeveynlerden birinin ruh sağlığı sorunları veya madde bağımlılığı ile mücadele ettiği aileleri desteklemeyi de kapsamaktadır. Sosyal hizmetler ayrıca şiddete veya istismara maruz kalan çocukları ve ebeveynleri de korumakla görevlendirilmiştir.
Normal şartlarda, hangi tür desteğin en uygun olduğu konusunda bir uzlaşma sağlanmaktadır. Örneğin, bu uzlaşma, çoklu çatışmalar deneyimleyen aileleri, bu tür sorunları çözmede yardımcı olma konusunda kabiliyetli bir kişiyle görüştürmeyi içerebilir. Söz konusu destekler, çocukların bir süreliğine (örneğin koruyucu aileler gibi başka bir aileyle) başka bir yerde yaşamasını da kapsayabilir.
İsveç Sosyal Hizmetleri’nin faaliyetleri, temelinde gönüllülük ilkesi bulunan Sosyal Hizmetler Yasası kapsamında düzenlenmiştir. Ancak Gençlerin Bakımı Yasası kapsamındaki tamamlayıcı hükümler, bazı durumlarda tedbir kararının rıza olmaksızın da uygulanabilmesini mümkün kılmaktadır.
Gençlerin Bakımı Yasası kapsamındaki zorunlu bakım kararının alınabilmesi için, gencin ev ortamında ve/veya gencin kendi davranışlarında sorunların tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra söz konusu sorunlar, gencin sağlığına veya gelişimine somut bir zarar verme riskini içermelidir. Ayrıca bu kararın alınabilmesi için gerekli bakımın halihazırda gönüllü olarak sağlanamaması şartı da mevcuttur.